ÜST SEVİYEDEKİ TÜRK JİMNASTİKÇİLERİNİN DE SERİ SONRASI LAKTİK ASİT MİKTARININ LÇÜLMESİ VE DİĞER PARAMETRELERLE (seri süresi yorgunluğu, puanı) KARŞILAŞTIRILMASI

 

Salih PINAR

Marmara Üniversitesi Bed. Eğit. Ve Spor Böl. Öğretim Görevlisi

 

 ÖZET

Çalışmanın amacı jimnastik sersi sonrası kan laktat birikimi ile seri puanı arasında karşılaştırma yapmam ve seri süresi ile seri yoğunluğunun kan laktat üzerinde etkisini bulmaktı. Çalışmaya Ankara da ki Türkiye şampiyonasına(1989) katılan 29 jimnastikçi istekli olarak iştirak etmiştir. Jimnastikçilerin klasmandaki yerleri yaş ve cinsiyet kategorilerine göre yapıldı. Her cinsiyetin iki yaş kategorisi vardı ve bunlar 15 yaşından büyükler birinci kategori, 11- 15 yaş arası 2. kategori olarak sınıflandırılmıştır.

Her jimnastikçi için seri bitiminden 5 dk. Sonra parmak uçları temizlenip kan örnekleri alındı ve 30 dk. İçinde Barker-summerson metodu kullanılarak kan laktat Konsantresi ölçüldü.

Çalışmanın sonucunda jimnastikçiler de kan laktat birikimi ile seri puanı arasında önemli bir ilişki bulunamadığı gibi laktat birikimi ile serinin yoğunluğu ve süresi arasında da 0.05 anlamlılık derecesinde bir ilişki bulunamadı. Bunun tersine ikinci kategori erkek ve birinci kategori bayan jimnastikçilerde puan ve seri yoğunluğu arasıda anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çalışma süresinde jimnastikçilerin hareketleri başarmalarındaki kabiliyetlerinin değiştiği ve de çeşitli hareketlerin ifa edilişlerindeki teknik özelliklerin öneminin ortaya çıktığı gözlenmiştir.

 

GİRİŞ

        Jimnastik Türkiye için hızla gelişen ve popülerliği artan sporlardan biridir. Son yıllarda uluslar arası alanda kazanılan başarılarda bu spora olan ilginin artmasına neden olmuştur. Jimnastik sonsuz sayıdaki hareket zenginliği ile vücudun adale tendon ve bağ dokusunu baskı altında tutan ender spor dallarından biridir. Günümüzün modern anlayışı içinde jimnastiğin esas amacı en iyi estetik görünüm içinde hareketleri ifa etmek olduğu için jimnastikçi fiziksel ve ruhsal yönden gelişmiş olmalıdır.    

       Egzersizlerin kalitesi fiziksel olarak sağlıklı olmayla yakından ilgilidir. Fiziksel olarak sağlıklı olmak tüm vücudun uygunluğunu belirtir, başka bir deyişle fiziksel egzersizlere en iyi şekilde adapte olma durumu olarak tanımlanır. Jimnastik yapabilmek için yüksek seviyede sağlıklı bir vücuda sahip olmaya ihtiyacı vardır. Sonuç olarak jimnastikçi güçlü bir iskelet, sinir- kas, kuvvet, bağ dokusu ve uygun esnekliğe sahip olmalıdır. Jimnastikçi moureshose ve millerin (1976) üzerinde durduğu gibi kesinlikle fazla kilolu olmamalı yani yüksek yağ oranından kaçınmalıdır.

       Egzersizler çok çeşitlidir ve enerji sistemlerine iç içine geçmiş bir şekilde bağlı kalırlar. Astrant ve reodhl (1987) max egzersiz sırasında zaman faktörüne bağlı kalınarak hangi enerji sisteminin ne oranda katkıda bulunduğunu tabloya dökmüşlerdir.(tablo 1)

         Walker (1985) jimnastikte ihtiyaç duyulan enerji sisteminin tanımlanması için jimnastiğe ve zaman faktörüne dikkat edilmesi gereği üzerinde durmuş ve ancak bu sayede uygun antrenman programının yapılacağını söylemiştir. Jimnastik esneklik, güç, kuvvet ve oldukça yüksek yoğunlukta çalışma gerektiren kısa süreli serileri gerektirir. Süre açısıdan atlama beygiri en kısa, yer ve denge ise en uzun seri süresine sahiptir.

         Egzersiz için gerekli enerji enerji süresiyle doğrudan ilgilidir.10 saniyenin altındaki yoğun egzersizlerde ilk olarak depolanmış fosfojen faaliyete geçer. hareket ve serilerin birkaç sn den 90 sn ye kadar sürdüğü jimnastik aneorobik sporlar kategorisine girmektedir. Weiker e göre jimnastik için gerekli olan enerji öncelikle depolanmış fodfojen(atp-pc) yoluyla sağlanır. Mathews ve fox 1976 jimnastik için enerjinin yüzde doksan oranında atp-pc + la sisteminden % 10 oranında la 0.2 sisteminden geldiğini kaydetmişler.

         Bulgular aneorobik enerji sisteminin jimnastikte dominant olduğunu göstermiştir. Bu yüzden jimnastikçi için aneorobik antrenman aerobik antrenmandan daha önemlidir ve jimnastikçi çoğunlukla aneorobik antrenmanlara yönelmelidir. Burada aerobik çalışmanın gereksiz olduğu gibi yanlış bir kanıya varılmamalı. Aerobik enerji sistemi gelişmiş bir sporcunun aneorobik gücünü daha verimli kullanabileceği unutulmamalıdır.

 

TABLO -1

MAKSİMALÇALIŞMALARDA ENERJİ SİSTEMLERİNE DÜŞEN PAYLAR

% ANEOROBİK

% AEROBİK

SÜRE

85

15

10 SN

65- 70

30- 35

1DK

50

50

2 DK

30

70

4 DK

10- 15

85- 90

10 DK

5

95

30 DK

2

90

60 DK

1

99

120 DK

 

       Egzersiz sırasında hangi enerji sisteminin baskın olduğunu anlamamıza yarayan bir başka belirleyicide kandaki laktik asit miktarıdır. Normalde dinlenme halinde kanda ve kastaki laktik asit miktarı yaklaşık olarak 1 m. Mol başka bir deyişle % 10 mg dir.

           Kandaki l.a miktarının yüksek olduğu durumlarda aneorobik glycolysis, düşük olduğu durumlarda ise aerobik sistem dominanttır. Bir spor dalının özle istenilenlerinin, zaman sınırlaması ve egzersiz yoğunluğunun ayrı ayrı analiz edilmesinin, hangi enerji sisteminin antrene edilmesi hakkında bize daha geniş bilgi verir. ( noble,1986) kandaki ve kastaki l. A miktarı, yoğun antremanın kesilmesinden sonraki 5- 8 dk içinde en yüksek seviyesine çıkar.

          Jimnastik serilerini takiben laktik asit ölçümü ile ilgili elde çok az çalışma vardır. Baudin kız jimnastikçilerin seri sonrası kandaki laktik asit miktarı % 25 mg bulunmuş bu miktarın aynı jimnastikçilerin bisiklet ergometesi üzerindeki maksimal testlerinde alınan laktik asit miktarının % 77 mg yaklaşık 1/ 3 kadar olduğu gözlenmiş. Jimnastik te anaeorobik enerji sistemi dominant olduğu halde baudin in yaptığı bu çalışmada kız jimnastikçilerin anaeorobik enerji sistemlerini maksimal bir şekilde kullanmadıkları gözüküyor. Bu çalışmadaki en yüksek laktik asit seviyesi yer ve asimetrik barda ölçülmüş. Fakat serilerin bir antrenman süresi boyunca 7- 8 dafa üst üste tekrar edildiğini düşünürsek bu miktar % 70- 80 mg ına çıkacağı tahmin edilebilir.

          Montpetit 1976 4 alette barfix , halka, kulplu beygir, paralel seri yapan erkek jimnastikçiler üzerinde yaptığı çalışmada aneorobik enerji sisteminin % 80 , aerobik enerji sisteminin ise % 20 oranında devreye girdikleri gözlenmiştir. Montgomery 1982 tarafından yapılan bir başka çalışmada seri sonu l.a miktarı üst seviyedeki jimnastikçilerde yarışmalara yeni katılmalara başlayan yüksek çıkmıştır.

         Jimnastikçilerin metabolik tepkileri üzerinde bu ve buna benzer çalışmalar oldukça az bu alan da Türk jimnastikçiler üzerinde çok yönlü bir veriye sahip olmak amacıyla 1989 yılında yapılan Türkiye jimnastik şampiyonasına katılan kız ve erkek sporcular üzerinde bir test yapıldı. Çalışmanın amacı yer serisi sonrası jimnastikçinin kandaki laktik asit miktarının ölçülmesi ve seri puanıyla karşılaştırılmasıydı. Aynı zamanda kandaki laktik asit oluşumunda önemli rol alan bir takım parametreler arasında da karşılaştırma yapıldı.

 

METHOD VE YÖNTEM

         Çalışmaya 29 elit bayan jimnastikçi gönüllü olarak katıldı. Bu jimnastikçilerin ortalama genel tasnif puanları bayanlar için 27. 00 erkekler için 40. 00 puanın üzerindeydi ve her jimnastikçi son 3 yıldan 7 yıla kadar yarışma sporcusuydu. Jimnastikçilerin yaş, boy, kilo ve bunun gibi kişisel bilgileri sözlü olarak personel data formlarında toplandı.

             Her jimnastikçi için kan örnekleri yer aletinde seri bitiminden sonraki 5. dakikada 02 cc heparinize edilmiş tüplere steril kan lanseti kullanılarak alındı. Kan örnekleri alındıktan sonraki 30 dakika içinde Hacetttepe çocuk biyokimya laboratuarında ehliyetli biyologlar tarafından barker ve summerson metodu kullanılarak test edildi.

              Yer aletindeki jimnastik serilerinin yoğunluğu Çekoslavakya jimnastik bilimcisi Anton Gajdos un 1986 metoda kullanılarak hesaplandı. Bu metoda göre serinin yoğunluğu serinin içinde yapılan çeşitli zorluktaki hareketlerin belirli bir zaman içinde yapılmasıydı.

 

                                                                                          Po

                                          Yoğunluk (Intensity) =  ---------------                      

                                                                                        T (sn)

            PO=AX1 + Bx2 + Cx3 + Dx4

 

              Buna göre yoğunluk çeşitli zorluktaki hareketlerin kendi zorluk dereceleriyle çarpılıp seri zamanına bölünmesiyle ortaya çıkan rakamsal bir birim olarak hesaplandı. Serinin zorluk derecesinin belirlenmesi için codepuantage(fig,1988)kullanıldı.

              Kandaki laktik asit miktarı sırasıyla seri puanı, süresi ve yoğunluğu arasındaki ilişki anlamlılığını belirlemek için barit regrasyon analizi kullanıldı. Seri yoğunluğu ile seri puanı arasındaki ilişkinin anlamlılığını test etmek için de aynı istatistiksel işlem tekrarlandı. Bu işlem bütün yaş katagorilerine ayrı ayrı uygulandı. İşlemler için 0.5 anlamlılık derecesi kabul edildi.

 

BULGU VE YORUMLAR

Bu çalışmaya katılan jimnastikçilerin sayısı, yaş ve cinsiyet katEgorilerine dağılımı tablo 2 de gösterildiği gibiydi.

 

                           YAŞ KATAGORİSİ

SEKS

BİRİNCİ KATAGORİ

İKİNCİ KATAGORİ

TOTAL

ERKEK

7 ( 15 <)

9(15<)

16

KIZ

4(15<)

9(15<)

13

TOTAL

11

18

29

 

        Yer serisi sonrası jimnastikçilerin kan laktik asit miktarı, puanları, seri yoğunlukları seri sürelerinin ortalamaları standart sapması her katagori için ayrı ayrı tablo 3 de gösterildi.

 

1.      KATEGORY ERKEK JİMNASTİKÇİLER

 

 

L.A

PUAN

YOĞUNLUK

SÜRE 

 

(mg/100ml kan

 

(po/t)

(sn)

_

x

 

33. 69

 

836. 473

 

308

 

68. 307

SD

8. 73

74. 817

023

3. 705

RANGE(min-max)

24- 4. 31

740- 930

284- 334

62. 8

 

 

1. KATEGORY ERKEK JİMNASTİKÇİLER

_

x

 

28. 706

 

783.333

 

.352

 

60.409

SD

8. 84

106. 771

.051

47.89

RANGE(min-max)

17.76- 47.7

600-900

.279

47.89-68.53

 

 

1. KATEGORY KIZ JİMNASTİKÇİLER

_

x

 

28. 147

 

751. 25

 

.232

 

83. 97

SD

8. 867

166. 352

.063

8. 693

RANGE(min-max)

11. 17- 30. 35

570. 895

.183- 317

72. 65- 92. 14

 

2.      KATEGORY KIZ JİMNASTİKÇİLER

_

x

 

36.703

 

778. 889

 

.24

 

82. 197

SD

8.417

159. 975

.053

5. 667

RANGE(min-max)

23. 88- 45. 19

455. 890

.156-. 29

704. 89.24

 

         İkinci kategori kız jimnastikçilerin dışında ortalama laktik asit miktarı istenilen seviyedeydi. İkinci kategori kız jimnastikçilerin yüksek seviyedeki laktik asit miktarları oların yüksek zorluktaki serileri yapmış olduklarında kaynaklanabilir. Birinci kategori kız jimnastikçilerle ikinci kategoridekilerin seri puanları ortalaması karşılaştırıldığında ikinci kategorideki jimnastikçilerin daha yüksek puanlar aldığı ortaya çıktı. Puan ortalaması yüksek bu kategorinin seri sonrası laktik asit miktarı 36. 703 mg / 100 ml kanda, montgomey 33mg /100ml ve monpetit in 39mg/100ml çalışmaların da ortaya çıkan sonuçlarla hemen hemen aynıydı. Bununla birlikte montpetit bu sonucun aynı gurup üzerinde bisiklet ergometresi üzerinde yapılan maksimal testte kaydedilen miktarın bir/üç ü kadar olduğunu vurgulamıştır. Demek ki jimnastikçiler yer serisi boyunca maksimal anaerobik güçlerini tam olarak kullanmamışlardır.

          Birinci kategori erkek jimnastikçilerin puan ve laktik asit miktarları karşılaştırıldığında ortaya ilgi çekici bir görüntü çıktı; en düşük laktik asit miktarına sahip olan jimnastikçi 7 sporcu içinde altıncı sırayı alıyordu, bunun tam tersine en yüksek laktik asit miktarına sahip sporcu birinci sıraya yerleşmişti. Bu durum iki kategoride de hemen hemen aynıydı; en çok laktik asit değeri olan jimnastikçi en düşük puanı almıştı, diğer yandan en yüksek laktik asit miktarına sahip jimnastikçi 835 gibi yüksek bir puan alıp dördüncü sıraya yerleşiyordu. Buna rağmen tüm kategoriler için seri puanlarıyla laktik asit miktarı arasında yapılan basit regrasyon analizinde ilişki anlamlı bulunamadı. Burada düzgün olmayan teknik ve ifa dan kaynaklanan puan kesintileri seri puanları üzerinde önemli  bir rol oynadı.

          1976 olimpiyat oyunlarına katılan erkek jimnastikçilerin ortalama yer süreleri 56 saniyeydi. Bu değer bizim birinci kategori erkek jimnastikçilerin sürelerinden (68.3 sn ) düşüktü. Montgomery nin 11- 13 yaşlarındaki bayanlarda yaptığı çalışmalarda ortalama seri süresini 70.1 sn olarak bulmuş, yine bu değer aynı yaşlara denk gelen bizim ikici kategori kız jimnastikçilerin seri sürelerinden düşük bulundu. Nizami yer süresinin 70- 90 sn de sınırlandığını düşünürsek her iki sonuçta uygun kabul edilebiliyor bununla birlikte seri sürelerinin farklılığı değişik ifa sitillerinden kaynaklanıyor olabilir. Çalışma süresinin L.A. miktarına etkili olduğunun bilinmesine karşın L.A. ve seri süresi arasında yapılan basit regreasyon analizinde tüm kategoriler için anlamlı bir ilşki bulunmadı.

          Jimnastik serisi dinamik egzersizlerde olduğu gibi devamlı maksimal seviyede değil dahası aralıklı maksimal bir çalışma ve de seri süresi boyunca bir çok dinlenme periyoduna sahip olduğundan faktörler çalışma boyunca tahmin edebileceği gibi çok önemli rol oynadı.

          Çalışmada serinin yoğunluğu  L.A. arasındaki ilişki anlamlı bulunmadı. Halbuki çalışma yoğunluğunun L.A. miktarını etkileyen önemli bir faktör olduğu biliniyordu. Seri yoğunlukları antongajdos un metoduna bağlı kalınarak hesaplandı. Bu metoda göre verilen zaman içinde yapılan hareketlerin miktarları ve zorluk seviyelerinin yoğunluğu hesaplanmasında önemliydi. Fakat jimnastikçilerin teknik seviyeleri göz önüne alınmadığından basit bir hareket bile yüksek efor harcamasıyla yapan jimnastikçilerde doğal olarak yüksek L.A. miktarı çıktı. Bununla birlikte seri süresinin 90 sn yeye kadar uzamasına rağmen serideki dinlenme aralıkları ve öncelikle atp-pc sistemine bağımlı patlayıcı gücü yüksek kısa seri banlarının bulunması ve de serideki amut, denge ve bunu gibi dinlenme aralıklarında L.A. ya buffer etkisi ve bu sırada atp nin yenilenebilmesi olanağı serinin yoğunluğu ile L.A. arasında ilişkinin anlamlı çıkmasına bir cevap teşkil edebilir. Aynı zamanda sporcuların değişik kas fibril yapıları kasta L.A. nın ortaya çıkışı difüzyonun ve kan çıkışının kalitesi egzersizdir. Sonrası ortaya çıkan l.a miktarına etki eden faktörlerdendir.

           İkinci kategori erkek ve birinci kategori kız jimnastikçilerde jimnastik serisinin puanı ile yoğunluğu arasında anlamlı bir ilişki bulundu.

          Sonuç olarak optimal performans için öze istenilenleri belirtmek amacıyla jimnastikçilerin fizyolojik kapasitelerini kendi doğal ortamlarında analiz etmenin gerekliliğine inanıyoruz. Jimnastikçilerin kendi doğal ortamlarında yapılan bu çalışmada elde edilen düşük laktik asit değerleri yüzme ve koşma gibi dinamik egzersizlerin sonuçlarıyla karşılaştırdığımızda jimnastikçilerin metabolik gereksinmelerinin daha zayıf olduğu saptandı. Böylece sinir- motor faktörünün seri boyunca önemli bir rol oynadığı bu yüzden antrenmanların başlangıç aşamasında ve devamında bu faktöre önem verilmesi gerektiği ortaya konuldu. Montgomery nin çalışmasında elit ve elit olmayan jimnastikçilerin arasında olduğu gibi elit olan ve yüksek puan alan sporcuların yüksek laktik asit oranları bizim tümüyle elit jimnastikçilerin oluşan gurubumuzun kendi aralarında çıkmadı.

          Kısacası yüksek puan alan jimnastikçilerde laktik asit miktarı beklenildiği gibi yüksek çıkmadı.

          Çalışma süresince jimnastikçilerin hareketleri başarmalarındaki kabiliyetlerin değiştiği ve de çeşitli hareketlerin ifa edilişlerindeki teknik özelliklerin öneminin ortaya çıktığı gözlendi.

 

KAYNAKLAR:

ASTRAND P.O RODAHL TEXSBOOK OF WORK PHYSİOLOGY BASİES OF EXERSİCE MC GRAV HİLL BOOK COMPANY NEWYORK  1987

Baudin (1978) petiot bernard t. Blain hozhizaki vorld identification system for gymnastic talent canada sport bhyche edition  1987

Bomps t.o theory and methodology of training dubugue lowa wa 1986

EKSİK

 

 

Mathews d.k ve e.l blood lactate and heart rate resğponse of young females during gynastics routines journal of sports medicine

 

EKSİK

 

Nelson jeak at el physical characteristic hip flexibilty and arm strengnth offamale gymnastics clasified by intensty of training across age. “Journal of Sport Medicine, Vol.1, No.1, January 1985.

Noble Bruce j. Physiology of 3exersice and sport times mirror masby college publishing  1986

Weiker garron gmd clinics in sport medicine vol 1 no. 1, january 1985

 

 

Yayına Hazırlayan : Adem ERTAN